Sayfalar

1 Eylül 2013 Pazar

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM/ OYUN

Merhaba!

Nerede kalmıştık? Şimdi hatırladım. Ben Muz-Alin'i ikna etmeye çalışıyordum. Muz-Alin şuan Çilek, Armut ve kardeşi Mandalin ile körebe oynuyor. Anlaşılan hala akıllanmamış. Ama ben onları öyle eğlenmiş görünce kendimi tutamıyorum ki! Oyunlarına katılıyorum hemen.

Biraz arkadaşlarımdan bahsedeyim sizlere. Çilek çok iyi kalpli bir meyve kızıdır. Aynı zamanda biraz korkak da olabiliyor. Çilek, arkadaşlarıyla arasını sıcak tutar. Yardımlaşmayı ve paylaşmayı sever.

Armut ise çok pozitif bir arkadaşımızdır. Karamsar düşüncelerimizde bize bardağın dolu tarafını göstererek hep yardımcımız olmuştur. Aynı zamanda pek cesurdur. 

Mandalin de Muz-Alin'in erkek kardeşidir. Mandalin, bizim korku kaynağımızdır. Akşam geç saatlerde bizi zorla kırık kuruk harabelere getirir, korkunç hikayeler anlatır. Armut bu durumdan şikayetçi olmasa da Çilek'le benim korkudan ödüm kopar. Hatta bir kaç kez bu korkunç hikayelerin içerisindeki karakterler Çilek'in rüyasına girmiş. Mandalin her seferinde bizi korkutmaya hazır yani.

***
Ben: Ben de sizle oynayabilir miyim?
Armut: Elbette oynayabilirsin Portican.
Çilek: Ebe olmak ister misin?
Muz-Alin: Hani sen çalışmayı seviyordun? Çalışmaya gitsene!
Ben: Dediğim gibi çalışmayı da severim oyun oynamayı da. 
Muz-Alin: Uydurma! Git şimdi buradan. Ebe kimdi? Çilek sen ebesin.
Çilek: Muz-Alin! Böyle oyun olmaz. Biz arkadaş değil miyiz?
Armut: Evet, Portican da oynasın.
Mandalin: Cinler seni çağırıyor Portican. Gitmezsen ölürsün!
Portican: Anlaşılan bana darıldın Muz-Alin. Neyse ben gidiyorum.

Devamı yakına!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder